-
1 make friends with
arkadaş olmak, dost olmak* * *arkadaşlık kur -
2 make friends
arkadaş olmak, dostluk kurmak, dost olmak, arkadaşlık kurmak -
3 pal up
arkadaş olmak, ahbap olmak -
4 make friends
arkadaş olmak, dostluk kurmak, dost olmak, arkadaşlık kurmak -
5 pal up
arkadaş olmak, ahbap olmak -
6 gesellen
arkadaş olmakbirleşmek -
7 Freund
1) dost, ahbap; ( Kamerad) arkadaş;\Freund und Feind dost düşman;ein guter \Freund von mir benim iyi bir dostum;unter \Freunden arkadaşlar arasında;\Freunde werden arkadaş olmak, ahbap olmak;jdn zum \Freund gewinnen birini arkadaş olarak kazanmak;ein schöner \Freund! ( iron) arkadaş değil, arka taşı2) (fester \Freund) dost, erkek arkadaş; (\Freundin) kız arkadaş4) ( Anrede)wie geht's, alter \Freund? nasılsın ahbap?;mein lieber \Freund! ( iron) aziz dostum! -
8 chum
n. ahbap, arkadaş, canciğer dost; oda arkadaşı; yem olarak kullanılan balık parçaları————————v. oda arkadaşı olmak, yakın arkadaş olmak* * *arkadaş* * *(a close friend: a school chum.) arkadaş, ahbap -
9 befriend
v. dostça davranmak, yardım etmek; elinden tutmak* * *arkadaş ol* * *[bi'frend](to take as a friend: The old man befriended her when she was lonely.) arkadaş olmak, dost olmak -
10 befreundet
miteinander \befreundet sein birbiriyle dost [o arkadaş] olmak;gut \befreundet sein yakın dost [o arkadaş] olmak -
11 be friends with
v. arkadaş olmak, dostu olmak, arkadaşı olmak, arkadaşlık etmek -
12 be friends with
v. arkadaş olmak, dostu olmak, arkadaşı olmak, arkadaşlık etmek -
13 camarade
-
14 be great chums
v. ahbap olmak, yakın arkadaş olmak -
15 pal up with
ahbap olmak, arkadaş olmak -
16 be great chums
v. ahbap olmak, yakın arkadaş olmak -
17 pal up with
ahbap olmak, arkadaş olmak -
18 hit it off
(to become friendly: We hit it off as soon as we met; I hit it off with him.) arkadaş olmak, anlaşmak -
19 make friends (with)
(to start a friendly relationship; to become friends with someone: The child tried to make friends with the dog.) arkadaş olmak/edinmek -
20 make friends (with)
(to start a friendly relationship; to become friends with someone: The child tried to make friends with the dog.) arkadaş olmak/edinmek
- 1
- 2
См. также в других словарях:
arkadaş olmak — bir kimseyle dostluk kurmak, içten olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
arkadaş — is. 1) Birbirlerine karşı sevgi ve anlayış gösteren kimselerden her biri, yaren 2) Bir ortamda birlikte bulunanlardan her biri, hempa, refik Nedret in arkadaşları bizi nezaketen davet ettiler. M. Yesari Birleşik Sözler arkadaş canlısı can… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ahbap olmak — arkadaş olmak, dostluk kurmak, yakınlık kurmak Dünden beri bir Avusturyalı doktor ile ahbap oldum. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
canciğer olmak — birbiriyle çok yakın arkadaş olmak Birbirinizin yüzüne karşı canciğer olursunuz fakat sekiz on adım ayrıldığınız gibi başka birine mükemmel çekiştirirsiniz. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırdaş olmak — sırrını paylaşmak Bu kolay işi güçleştirme yavrum; arkadaş ol benimle, sırdaş ol. T. Oflazoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEMALÜ' — Arkadaş olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
koldaşlanmak — arkadaş olmak, arkadaş saymak II, 272 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
bağdaşmak — le 1) Anlaşmak, uzlaşmak, uymak, imtizaç etmek Gerçekle bağdaşmayan ihtiraslar, insanın duygusunu hüzünden tedirginliğe hatta tiksintiye kadar zorluyor. T. Buğra 2) Çocuk oyunlarında arkadaş olmak 3) e Bağdaş kurup oturmak İçerde, peykelere… … Çağatay Osmanlı Sözlük
içtikleri su ayrı gitmemek — sıkı fıkı dost, arkadaş olmak Gençliklerinde pek sıkı fıkı arkadaşmışlar, içtikleri su ayrı gitmezmiş. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ANESE — Ünsiyet etmek. Karşılıklı görüşmek, arkadaş olmak, yakınlık göstermek. (Vahşetin zıddı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Demirağ — Melike Demirağ (* 1956 in Isparta, Türkei) ist eine türkische Popmusikerin und Filmschauspielerin. Ihr Vater ist der erfolgreiche türkische Filmemacher Turgut Demirağ. Demirağ veröffentlichte ab 1974 erfolgreich Popmusik Singles, später auch… … Deutsch Wikipedia